NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ أَنَسٍ
عَنْ
عُبَادَةَ
بْنِ
الصَّامِتِ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
رُؤْيَا
الْمُؤْمِنِ
جُزْءٌ مِنْ
سِتَّةٍ
وَأَرْبَعِينَ
جُزْءًا مِنْ
النُّبُوَّةِ
Hz. Ubâde b. Sâmit'ten
(rivayet edildiğine göre) Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Mü'minin rü'yası
Nebiliğin kırkaltı cüz'ünden bir cüz'dür."
İzah:
Buhari, tabir; Müslim,
rü'ya; Tirmizî, rü'ya; İbn Mâce, rü'ya; Darimi, rü'ya; Muvatta, rü'ya; Ahmed b.
Hanbel, II, 18, 50, 219, 232, 233, 269,314,342,369,438,495,507, IV, 10-13 V,
316, 319.
(5017) numaralı hadis-i
şerifte, Hz. Nebiin vefatı ile Nebilik görevinin sona erdiği ve vahyin
ebediyyen kesildiği, binaenaleyh artık bundan sonra sadık rü'ya-lardan başka
istikbalde olacak hadiselere dair haberleri alma yolunun kalmadığı ifâde
edilmektedir.
Buna göre, Hz. Nebiin
dar-i bakaya irtihali ile Nebilik sona ermiş ve gayba ait haberleri bilme
hususunda ilham kabilinden olan rü'yadan başka bir yol kalmadığından artık
gaybı bilme konusunda elde nübüvvet gibi kesin bir delil kalmamıştır. Çünkü her
ne kadar rü'yayı sa-dıka ve ilham hak ise de bir kimsenin görmüş olduğu rüya ve
almış olduğu ilham kendisi için bir delil olsa da başkaları için delil olamaz.
Mevzu-muzu teşkil eden (5017) numaralı hadis ise sahibi için bir delil ve gayba
ait sağlam bir bilgi kaynağı olması bakımından sadık rü'ya vahye benzetilerek
Nebiliğin kırkaltı cüz'ünden bir cüz sayıldığı ifade edilmektedir. Bazılarına
göre ise Nebilikten bir cüz olduğu söylenen sadık rü'yadan maksat, Yusuf
(a.s.)'a verilen rü'ya tabiri ilmidir.
Hafız İbn Hacer'in
Fethü'l - Bari'de açıkladığına göre sadık rü'yanıh Nebiliğin kaç cüz'ünde bir
cüz olduğuna dair rivayetler çok farklıdır. Bunlar içerisinde en sahih olan
rivayetler sadık rü'yanın Nebilikten; 1/26, 1/40, 1/45, 1/48, 1/47, 1/49,
1/50, 1/70, 1/76, cüz olduğuna dair rivayetlerdir. Nebilikten 1/24, 1/25, 1/27,
1/42, 1/72, cüz olduğuna ifade eden zayıf rivayetler de vardır.
Hattâbî'nin
açıklamasına göre mevzumuzu teşkil eden (5018) numaralı hadis-i şerifi, rüya
mselesinin aslını tahkik ve tetkik etmekte ve onun başkalarında değil de sadece
Nebilerde Nebiliğin cüz'lerin-den bir cüz olduğunu ve Nebilerin uyanık iken
vahy aldıkları gibi uyurken de rü'yalarmda vahy aldıklarını ifade etmektedir.
Yine Hattâbî'nin
(r.a.)'in haber verdiğine göre İbn el-Arabî Umeyr'den naklen: "Nebilerin
rü'yası vahiydir" mealinde bir hadis rivayet etmiş ve arkasından:
"... yavrum ben rü'yamda seni boğazladığımı görüyorum. Artık bak ne
düşünürsün? (çocuk ona şöyle) dedi:
Babacığım! Sana ne emr
ediliyorsa yap..."[Saffat 102] âyet-i kerimesini okumuş."
Sadık rü'yanın
Nebiliğin cüzlerinden biri olarak bildirilmesi ve bu mevzudaki rivayetlerin
farklı olması meselesine gelince; bu hususta çeşitli açıklamalar yapılmıştır.
Bunlardan bazıları şöyledir:
"Bab'ımız
rivayetlerinde salih rü'yanın Nebiliğin cüz'lerinden olduğu üç hadisle
bildirilmektedir. Bunların en meşhuruna göre rü'ya Nebiliğin kırk altı
cüz'ünden bir cüz'dür. İkinciye göre kırk beş, üçüncüye göre yetmiş cüz'ünden
bir cüz'dür. Müslim'den başkalarının rivayetlerinde cüz sayıları daha da
değişmektedir. Meselâ İbn Abbas (r.a) bir rivayetinde: "Elli cüz'ünden bir
cüz'ü": İbn Ömer rivayetinde: "Yirmi
altı cüz'ünden bir cüz'ü"; Ubade rivayetinde; "kırkdört cüz'ünden bir cüz'üdür."
denilmişir. Taberi bu ihtilâfın, rü'yayı görenlerin muhtelif olmasından ileri
geldiğine işaret etmiştir. Salih mü'minin rü'yası, Nebiliğin kırk altı
cüz'ünden bir cüz, fasıkm rü'yasi ise yetmiş cüz'ünden bir cüz olur. Bazılarına
göre bu ihtilâftan murad: Gizli rü'yalar yetmiş cüz'den bir cüz', aşikâr (açık)
rü'yalar kırk altı cüz'den bir cüz'dür, demektir. Bir takımları da şöyle
demişlerdir: "Nebi (s.a.v.)'e yirmi üç sene vahy geldi. Bu yirmiüç senenin
on üçü Mekke'de, onu Medine'de geçti. Daha önceki, altı ayda vahyi rü'yada
görmüştür. Bu altı ay kırk altı ayın bir cüz'üdür.
Mâziri diyor ki:
"Ulemadan bazıları rü'yaların Nebilikle hasıl olan ve o sayede temyiz
edilen şeylere kırk altıda bir cüz1 nisbetinde benzerliği olduğunu
söylemişlerdir. Bazıları birinciye (yani altı ay rü'ya meselesine) itiraz
etmiş. Rasûlullah (s.a.v.)'in Nebilik gelmezden Önce, vahyi tam altı ay rü'yada
gördüğü, tam sabit olmamıştır. Bir de peygamber olduktan sonra birçok rü'yalar
görmüştür. Bunlar da altı aya katılınca nisbet değişir, demişlerdir. Bu ikinci
itiraz batıldır. Çünkü vahyden sonraki rü'yalar melek vasıtasıyla olmuştur ki,
bunlar da vahye dahil olur, ayrıca hesaba katılmazlar.
Bu konuda İbn el Esir
En-Nihaye isimli eserinde şöyle diyor: "Sadık rü'yanm Nebilik cüz'lerinden
bir cüz' olduğu açıklanırken Özellikle kırkaltı cüz'den bir cüz olduğu
üzerinde durulmasının manası şudur: Bilindiği gibi sahih rivayetlerin
ekserisine göre Hz. Peygam-ber'in Nebilik görevi yirmiüç sene sürmüştür Bunun
altı ayı (yani yarım yıl) sâdık rü'ya ile geçmiştir. Bu altı aylık dönemde Hz.
Peygamber vahyi hep sadık rü1 yalarla almıştır. İşte bu altı ay Nebilik süresinin
tümüne nisbetle kırk altıda bir cüz' eder. Hadis-i şerifte anlatılmak istenen
budur. Bu konuda gelen rivayetlerin kuvvetlisi de budur. Rü'yayı sadıkanın
Nebiliğin kırk altı cüz'ünden biri olduğunu ifade eden rivayetler bir
birbirlerini desteklemektedirler.
Ancak sadık rüya'mn Nebiliğin
kırkbeş cüz'ünden bir cüz' olduğunu ifade eden rivayetler bulunduğu gibi, kırk
cüzünden bir cüz' olduğunu ifade eden rivayetler de vardur. Bu rivayetlerin
manası da şudur:
Bilindiği gibi Hz. Nebi
efendimiz vefat ettiği zaman tam 63 yaşını doldurmamıştı. Tam altmış iki buçuk
yaşında vefat ettiğini söyleyenlere göre Nebilik dönemi yirmi iki buçuk sene
sürmüştür. Ki Hz. Nebiin sadık rü'yalarla geçen altı aylık Nebilik dönemi, bu
yirmi iki buçuk yılın kırkbeş cüz'ünden bir cüz' eder. Hz. Nebiin Nebilik
döneminin yirmi yıl sürdüğünü ifade eden rivayetler nazar-ı itibâra alınırsa
sözü geçen sadık rüya dönemi Nebiliğin kırkta bir cüz'ü eder. Sadık rü'yanın
Nebiliğin bir cüz'ü olduğu ifadesine bakarak Nebiliğin bir takım cüz'lerden
meydana geldiğini ve bu cüz'lerden birine sahip olan kimsenin Nebilikten bir
cüz'e sahip olacağını zannetmek doğru değildir. Bu sözün manası Nebiliğin bir
takım hasletleri vardır. Sadık rü'ya görmek de onların bu hasletlerinden
biridir, demektir.
Burada geçen
"Nebilik" sözüyle Nebilerin getirip de ümmetini kabule çağırdıkları
esaslar da kast edilmiş olabilir. Buna göre hadisin manası şudur: Sadık rü'ya
Nebilerin ümmetlerine tebliğ ettikleri kırk altı esasdan biridir."[İbn
el-Esir, en-Nihâye, I, 265-266.]